Seyyar kütüphanesiyle sokak sokak geziyor
İzmir’in turistik ilçelerinden Dikili’de yaz mevsimiyle nüfus arttı, sahil, çarşı ve caddeler de hareketlendi. İlçeye gelenler seyyar tezgahlara alışkın olsa da 43 yaşındaki İçten Gürcan’ın tezgahının önünde durmadan geçemiyor.
Türk ve dünya edebiyatının seçme eserlerinden eski ve yeni kitapların sıralandığı seyyar sahaf, kimi zaman sahilde kimi zaman parklarda kimi zaman da sokak aralarında insanların karşısına çıkıyor.
Kitap bağışı kabul eden, bağışlanan kitapları da ücretsiz olarak okurla buluşturan İçten Gürcan’ın tezgahı, okuma tutkusuna sahip 7’den 70’e çok sayıda insanın buluşma ve sohbet noktası olma işlevi de görüyor.
Çok sevdiği şair Behçet Necatigil’den esinlenerek ‘Behçet’ adını verdiği tezgahıyla günlerini şiir, öykü ve romanları okurlara taşıyarak geçiren İçten Gürcan, sahilde açtığı tezgahının başında okuma sevgisinin şekillendirdiği yaşamıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
KİTAPLARLA İÇ İÇE BİR YAŞAM BİÇİMİ
İskenderun’da dünyaya geldiğini, okumaya lise yıllarında ablasının kitaplarıyla başladığını, bu tutkuyu Gazi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünde eğitim gördüğü yıllarda da geliştirdiğini aktaran Gürcan, pedagoji eğitimi de alarak bir şirkette iletişim yöneticiliği yapmaya başladığını anlattı.
Zaman içinde tutkusunu geliştirdiğini, kitaplarla iç içe bir yaşam biçimini arzuladığını fark ettiğini anlatan Gürcan, eşiyle aldıkları ayrılık kararı sonra Dikili’ye yerleştiğini ifade etti.
İşini de bırakarak ilçede yeni bir hayata başladığını söyleyen Gürcan, Avrupa’da 1900’lü yıllarda yaygın olan ve kitapçıların sırtında iki raf halinde taşıdıkları ayaklı kütüphane fikrinden esinlenerek seyyar kitap tezgahı yaptırdığını söyledi.
Eğitimi boyunca biriktirdiği eserlerin de bulunduğu kitapları satmaya başladığını, kendisine bağışlanan eserleri de yeni okurlarıyla buluşturduğunu aktaran Gürcan, tezgahını ziyaret edenlerle kitap sohbetleri yapmayı da çok sevdiğini ifade etti.
“KİTAPLARIN İÇERİSİNDE UYUYORUM”
Amacının kitapla hiç tanışmayan insanları okumaya teşvik etmek olduğunu, insanların tezgahına gösterdiği ilgiye de sevindiğini dile getiren Gürcan, özellikle çocuklarla kitap sohbeti yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Geçimini özel öğrencilere okuma eğitimi vererek sağladığını aktaran Gürcan, “Çocuklar kitap görmeden büyüyorlar. Dokunmadan büyüyorlar. Belki internetten siparişler veriliyor. Okulun zorunlu kitapları var. Onlar sipariş veriliyor ama raftaki kitaba dokunmuyorlar. Biraz bunlardan da yola çıktım. Yoksa şu kadarcık arabada ne kadar satış yapabilirsiniz, ne kazanabilirsiniz. O yüzden amacım ve derdim bu işten para kazanmak değil” diye konuştu.
Korsan kitap satışına karşı olduğunu, kendisine bağışlanan kitapların da bandrol kontrolünü yaptığını söyleyen Gürcan, kitaptan kazandığını yine kitaba yatırdığını kaydetti.
Hayallerini gerçekleştirdiği için kendisini mutlu hissettiğini belirten Gürcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Küçük bir yerdeyim. Seyyar arabamı sürerken bile denizi izliyorum. Hayallerimi, sorumluluklarımı gerçekleştiriyorum. Bunların hepsini bir arada yapabiliyorum. İşin daha güzel tarafı kitap kokuları arasında kaldığım evimde, kitapların içerisinde uyuyorum. Bundan daha güzel ne olabilir, gerçekten bilmiyorum.”
Gelecekte resim, müzik ve heykel sanatlarıyla birlikte sokakta bir kültür şöleni organize etmeyi hayal ettiğini de dile getiren Gürcan, insanları edebiyatın yanı sıra sanata da yaklaştırmak istediğini sözlerine ekledi.
Tatil için Dikili’ye gelen Oktay Can da seyyar sahafı çok sevdiklerini, insanların kitaba ulaşımını kolaylaştırmasının yanında okuma isteği uyandırdığını dile getirdi.