Salmonlar 100 Yıl Sonra Klamath Nehri’ne Geri Döndü!
Klamath Nehri, ABD’nin Oregon ve Kuzey Kaliforniya eyaletlerinden geçerek Pasifik Okyanusu’na dökülen önemli bir su yolu. Ancak 20. yüzyılın başında inşa edilen hidroelektrik barajları, bu nehri salmonlar ve diğer göç eden balık türleri için erişilemez hale getirdi. 2024 yılında barajların kaldırılmasıyla, salmonlar bir asır sonra Klamath Nehri’ne geri döndü.
Tarihi Başarı
Oregon Balık ve Yaban Hayatı Departmanı, Ekim ayında Klamath Havzası’nda 1912’den bu yana ilk kez göç eden bir Chinook salmonunu tespit etti. Bu gelişme, bölgedeki yerli topluluklar için büyük bir zafer anlamına geliyor. Yüzyıllardır “salmon insanları” olarak bilinen Yurok ve Karuk kabileleri, salmonların geri dönüşü için uzun süredir mücadele ediyordu. Ağustos ayında tamamlanan dört barajın yıkımı, toplamda 644 kilometrelik bir nehir hattını yeniden açtı.
Barajlar nedeniyle balık göçü engellenmiş, su kalitesi düşmüş ve salmon popülasyonları %90’dan fazla azalmıştı. Ancak barajların kaldırılmasıyla, sadece birkaç ay içinde Chinook salmonları ve diğer türlerin Klamath Nehri’nde yeniden yaşamaya başladığı gözlendi. Yurok Kabilesi’nden Barry McCovey, bu gelişmeyi “nehir kendini iyileştiriyor” sözleriyle özetledi.
Yerli Topluluklar ve Gelecek
Barajların kaldırılması, ABD tarihindeki en büyük baraj kaldırma projesi olarak kayıtlara geçti. Bu süreç, yalnızca doğal yaşamı değil, aynı zamanda yerli halkların kültürel ve ekonomik geleceğini de şekillendiriyor. Yurok kabilesinden mühendis Brook Thompson, “Salmonların dönüşü, düğünler ve doğumlar kadar büyük bir sevinç kaynağı oldu” ifadelerini kullandı.
Kabileler, salmonların döndüğü nehir kenarında geleneksel festivallerini düzenlemeyi ve sürdürülebilir bir balıkçılık ekosistemi oluşturmayı hedefliyor. Ayrıca, dört rezervuarın boşalmasıyla ortaya çıkan 890 hektarlık araziyi de yeniden doğaya kazandırmak için çalışmalar yürütülüyor.
Umut Verici Bir Gelecek
Salmonların Klamath Nehri’ne dönüşü, sadece bölge halkı için değil, doğal kaynak yönetimi ve çevre restorasyonu adına da örnek teşkil ediyor. Bu başarı, doğanın iyileşme gücünü bir kez daha gözler önüne sererken, yerli halkların haklarını savunma mücadelelerine de yeni bir umut ışığı oldu.